29 Ekim 2016 tarihinde Manisa ilimizin Köprübaşı ilçesinde Kaptanın Çiftliği ve Olint firmasınca düzenlenen zeytin hasat şenliğine kaliteli zeytinyağı üretimi ve zeytinyağı tadımı yapmak üzere davet edildim.

Bu davet aslında kaliteli zeytinyağı nasıl üretilir ? Zeytinyağı kalite kriterleri nasıl olmalıdır ? Saklama koşulları nedir ? Gibi soruların cevabını , katılan konuklara doğru olarak anlatmaktı. Aynı zamanda ülkemizde ilk defa zeytinde el değmeden tamamen makineli hasadın gerçekleştirilecek olmasıydı.

28 ekim günü; araziyi görmek, makineyi detaylı incelemek, hasat yapmak ve ertesi gün duyusal analiz etkinliğinde oluşabilecek aksaklıkların önüne geçilmesi için bir gün önce orada olmuştum. Manisa’nın Kula ilçesini geçip Salihli ilçe sınırlarına girdiğimde ana yolun zeytinliklerle çevrili olduğunu ve her geçen gün daha da artarak devam ettiğini gördüm. Her yıl en az üç yada beş kez o yoldan geçiyorum, her geçişimde yeni zeytinlikler imar ediliyor. Uzaktan baktığınızda İspanya gibi zeytin ormanları oluştuğunu görüyorsunuz. Son yıllarda zeytin ve zeytinyağına olan ilginin giderek yoğunlaştığı günlerden geçiyoruz. Üstelik yeni oluşumlar eski kuşak zeytinci değil hepsi yeni öğrenen, ikinci yada üçüncü işleri olan kişiler. Hepsi eğitimli , araştırmacı ruha sahip açık fikirli insanlar. Bir çoğu İstanbullu , daha önce İstanbul’da ” Zeytinyağına Yolculuk ” duyusal analiz eğitimime katılan insanlardan oluşan bir topluluk. Gözlerinde parlayan ışıltıda üretim hevesini görmek çok keyif verici bir duyguydu. İşin diğer boyutu ise bilinçli yapılan bir üretim sürecinin de ilk defa makineli bir hasada dönüştürülerek işçilik maliyetlerinin en aza indirilmesiydi.

Bundan yedi yıl önce dünyada her zeytin tarımına uygun bölgelerde olduğu gibi ülkemizde de , İspanyol çeşidi olan , makineli hasada uygun Arbequina çeşidi dikilmeye başlanmıştı. Özellikle yoğun dikimlerin yaşandığı Adana-İmamoğlu , Aydın-Didim ve Manisa-Köprübaşı ilçelerinde fidanlar ağaca doğru dönüp her yıl katlanarak ürün vermeye başlayınca bu bahçeleri tesis edenler hasat sorunu ile karşı karşıya kalmışlardı.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Ülkemizde zeytincilik daha doğrusu tarım, deneme yanılma yöntemi ile yapıldığından pahalı deneyimlere sahip olan ülke liderliğini de hiç kimselere kaptırmıyoruz. İspanyol üreticileri, firmalar boş oturmamışlar çalışıp bu işi sanayi tipi olarak nasıl yaparız , nasıl daha çok verime ulaşırız ve verimlilik artarken hasat maliyetlerini nasıl düşürürüz diye düşünmüşler. Bu düşünce sonucu yapılan araştırmalarda makineli tarıma uygun çeşitler geliştirmişler. Arbequina , Sikitita ve Arbosana adını verdikleri çeşitleri ortaya çıkaran İspanyollar çeşidi elde etmekle kalmamış bütün dünyaya bu çeşidi de ihraç ederek ekonomilerini ve pazar paylarını daha da büyütmüşlerdir.

Bir kaç yıl önce Olint firmasının İspanya LLeida civarında bulunan zeytin fidanı üretme sahalarını görünce bu işte dünya liderliğinin nasıl olduğuna da şahit olmuştum. Bizim ülkemizde bu boyutta değil sera zeytinlik bile bulmak çok zor.

Masa başında kopyala yapıştır ile tez hazırlayıp doktora yapmakla bu işler maalesef yürümüyor. Sahada çalışan elemanları görmek istediğinizde ise karşınıza zeytinci diye pamuk yada üzüm bağı üzerine doktora yapmış insanları görebiliyorsunuz. Zeytincilikte doktorasını tamamlayamayan yan dal olarak pamukta doktora yapıyor sonra zeytin ve zeytinyağı üzerine insanlara bilgi vermeye çalışıyor, kendi öğrenemediğini insanlara nasıl anlatacak ?

Hangi konu üzerinde tarıma karar verdiyseniz, iklim koşulları,toprak yapısı,çevre koşulları,enerji,nakliye koşulları, üretim ve stoklama , pazarlama gibi özel konuları araştırarak başlamalısınız. Adana – İmamoğlu ilçesinde bulunan arbequina bahçelerine , Adana tarım fuarı zamanında hasat makinesi denemek için gitmiştim.

Bu fidanlar 1,35 x 5,00 aralıklarla üzüm bağı gibi terbiye tellerine bağlı olarak dikilirler , dönüme/dekara arazi yapısına göre 150 – 170 arası fidan dikilebilir. Fidanların gelişimini terbiye telleri ile takip etmeli ve yerden 80 cm yükseğe kadar dal ve budak yapmasına müsaade etmezsiniz. Bu büyüme şartlarına uymazsanız daha sonra makine ile hasat etme şansı bulamazsınız.

Arbequina zeytin fidanı ağaca dönerken çok hızlı bir gelişim göstererek fidan dikimini takip eden yılda ürün vermeye başlar 5/7 yaşında ağaçlardan ortalama 15 kg ürün almaya başlarsınız. Üstelik alternans yani periyodisite göstermez. Her yıl düzenli ürün alırsınız, var – yok yılı diye uğraşmazsınız, yıllar arasında ürün farkı %10 olarak gerçekleşir. Bu gelişime mutlaka hasat makinesi gerekmektedir. Ağacın üzerinde üzüm salkımı gibi fındık büyüklüğünde zeytin meyvelerini insan gücü ile toplamak maalesef çok kolay bir iş değildir. Kıyaslama yapmak için söylüyorum makine ile yedi yaşında olan ağaçları hasat etmek için bir günde (10 saat) 50 dekar/dönüm hasat edebilirken bu büyüklükteki bir araziyi aynı gün içerisinde toplamak için 1245 kişi (kişi başı günlük 100 kg) gerekmektedir.

Adana’da büyük makine olmadığından fuar alanında bulunan gövde sarsıcı makineyi götürmüştük, yine o zamanda olint firmasından Serhat BOZER ile birlikteydik. Arbequina bahçesine girmemiz hasat uygulaması yapmamız arasında 20 dakika bile geçmeden bahçe sahibi kovmaktan beter etmişti, aslında hatayı yapan bahçe sahibiydi. Ürünü dikerken hasat zorluğunu dikkate almamıştı. Ağaçlar makineli hasada uygun değil rastgele büyümüştü. Toprak yüzeyinde taçlanma kolları oluşturulmuştu ve fidanların gövde yapısı gövde sarsıcı makineye uygun değildi. İki ağacın gövdesi patladığında bu işin böyle olmayacağı çok net anlaşılmıştı.

Ülkemizde araştırma yapmadan dikilen ve sonradan sökülen yada çok pahalı maliyetlerle ürün alınan bir çok bahçe bulunmaktadır. İspanyollar bu ağacı geliştiriken bütün koşulları göz önüne alarak maliyetlerin en aza indirilerek zeytinyağını ucuza sanayi tipi üretmek istemişlerdir. Orada bu ağaçlar meta/mal olarak görülmekte kırıklar, kopan dallar normal karşılanmaktadır.

Bizim ülkemizde ağaç sevgisi farklı olduğundan ağaçtan bir dal kırılınca bahçe sahibi tepki koyuyorken, İstanbul – İzmir otoyolu için kökünden kesilen binlerce ağaç kimsenin umurunda olmayabiliyor !

Manisa – Köprübaşı ilçesinde bulunan Kaptanın Çiftliği arbequina bahçesinde 220 dönüm/dekar da 37000 fidan /ağaç bulunmaktaydı, yaşları üç ila yedi arasında değişen fidanlar makineli hasada uygun gelişmişti. Damla sulama ile gelişim gösteren ağaçlar 40-45 C derece sıcakları da gördüğü halde diri ve bakımlıydı.

Makineyi bir gün önce çalıştırıp hasadı yaptığımız için makineyi yakından inceleme fırsatım olmuştu. Hasat şenliği günü kalabalık olduğundan uzaktan seyretmekle yetinmiş ve zeytinyağı duyusal analiz etkinliği hazırlıklarına başlamıştım.Hasadı izleyip dönen misafirleri bir araya toplayarak , köy tv nin de çekimleriyle zeytinyağı kalite kriterlerini, üretim ve kullanılmasını , zeytinyağının bir gıda maddesi olduğunu sağlık ve hijyen koşullarına uyularak üretilmesi gerektiğinin altını çizerek anlattım. Katılımcıların bir çoğu ev hanımı olduğundan zeytinyağının yemeklerde doğru kullanımını da anlatarak ardından hep birlikte zeytinyağı tadımını gerçekleştirdik.

Kaptanın Çiftliğinden Oğuz Bekir Çakır ile Tarkan KARAKAYA’nın ev sahipliği yaptığı hasat şenliği görsel bir yemek şöleni ile son buldu. Daha sonra çevrede bulunan diğer zeytinliklere ve zeytinyağı fabrikalarına kısa bir inceleme ziyaretinde bulundum. İstanbul’dan – Köprübaşı’na uzanan zeytinyağı yolculuğunda yüz civarında ailenin bu işe girdiğini öğrendiğimde ise daha mutlu oldum, özellikle eğitim alan kişilerden oluşan bu topluluk çok keyifliydi. Bölgede 200 000 civarında arbequina zeytin fidanı dikilmiş ve hızla ülke ekonomisine katkıda bulunmaya başlamış. Üzüldüğüm bir konu ise davet edildiği halde orada bulunmayan/bulunamayan sektörün etkisiz elemanlarıydı !

Aradığınız kelimeyi yazın ve enter tuşuna basın