Sürekli çalışan sistem anlamında olan Kontinü kelimesi artık dilimize iyice yerleşmiştir. Burada sistem şu şekilde işlemektedir;
Hasatı yapılan zeytin meyveleri bekletilmeden işletmeye ulaştığında bunker denilen çukurlara boşaltılır. Bunkerlerden elevatörler yardımıyla taşınan zeytin meyveleri fanlar yardımıyla yabancı madde ve yaprak temizliğine tabi tutulurlar. Yabancı madde temizliğinden sonra yıkama yağmurlama ve elekten geçirilen meyveler kırıcı sistemlere ulaşır. Kırıcıdan zeytin hamuru haline gelen zeytin meyveleri malaksöre geçirilir ve zeytin meyvesinin çeşidine , iklim ve bölgeye göre belirli bir zaman diliminde yoğurularak zeytin meyvesi içerisinde bulunan yağın yüzeye çıkması ve ayrıştırılması sağlanır.
Şekil 1 Temizlenmiş Dekantör parçaları
Malaksörden hamur pompası yardımı ile dekantöre gelen zeytin hamuru, içi ve dışı farklı devirle hareket eden koni şeklinde yatay bir silindirik düzenden geçerler, merkez kaç kuvveti etkisi ile 2 fazlı sistemlerde Yağ + pirina ve karasu birlikte , 3 fazlı sistemlerde yağ + pirina + Karasu ayrı ayrı olmak üzere çıkarlar. Burada ise dışarıdan verilen su miktarı fazla olduğundan 2 fazlı sistemlerde çıkan karasu miktarı 800 – 900 litre arasında olurken 3 fazlı sistemlerde çıkan karasu miktarı 1000 – 1300 litre arasında olmaktadır. Karasu atık olarak bilinsede son yıllarda yapılan çalışmalarda zeytin yan ürünü olarak değerlendirilmekte seyreltilerek gübre olarak kullanılmaktadır.
Şekil 2 Kirli Dekantör Parçaları
Dekantörden sonra yine pompa yardımıyla seperatöre gelen zeytinyağı burada tortusundan ayrılarak son bekleme tanklarına aktarılır. Dekantörde karasu ve pirinadan ayrıştırıldıktan sonra çıkan zeytinyağı içerisinde kalan son tortularından da arındırılması amacıyla seperatöre bir pompa yardımıyla gönderilir. Burada yüksek devirle çalışan seperatör içerisinde zeytinyağı tortsundan ayrılarak stoklama tanklarına aktarılır ve elde etme işlemi tamamlanmış olur.
Karasudan sonra kalan pirina ise yeniden ekstraksiyona tabi tutularak içerisinde kalan yağ alınarak rafine edildikten sonra rafine pirina yağı olarak kızartmalarda kullanılmaktadır. Çekirdek ağırlıklı olmasından kaynaklanan selüloz bileşimi göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç; 100 kg olarak işletmeye gelen zeytin danesinden %20 Zeytinyağı %40 Karasu ve %40 Pirina elde edilmektedir. Zeytinyağı elde edilmesi sırasında hava(oksijen), Işık , su, ve sıcaklık faktörlerinden mümkün olduğu kadar uzaklaşmalıyız. Zeytinyağına etki eden bu önemli 4 faktör üretimden tüketime kadar etkili olmaktadır.
Şekil 1 ve Şekil 2 de görüleceği gibi dekantörleri ilk kullanmaya başladığımızda temiz ve pürüsüz bir yüzeye sahiptirler, içerisinden geçen zeytin meyvesinin hamurunun ayrıştırılması sonucunda zeytin çekirdeğinin yüksek devirde dekantör duvarlarına çarpması ile zamanla yüzey aşınmaları, çok sıcak su kullanmaktan dolayı pişmiş zeytin meyvesinin hamur bulaşıkları olabilir. Soğuk sıkımlarda bile zeytin meyvesinin hamuru girintili yada iyi işlenmeden (çapakları alınmadan) takılan parçaların yüzeyine yapışarak kalırlar. Buraya yerleşen zeytin meyvesinin hamuru zamanla ısıdan dolayı fermente olarak kokmaya ve kızışma dediğimiz kusuru oluşturmaya başlayacaktır.Daha sonra dekantörden geçen her parti hamur bu kokudan bulaşık olarak çıkacak, sizin başta özen göstererek hasat ettiğiniz ürün , sarfettiğiniz emek ve çalışmalarınız boşa gidecektir.
Her sezon sonu bu dekantör parçalarını söküp , sıcak su ile ve kostikle temizleyip kuruttuktan sonra temiz bir bez ile sarıp kaldırmalıyız. İçerisinde özellikle kirli parçalarda gördüğümüz kısımları iyi temizlemediğimizde sezona da kötü bir başlangıç yapmış oluruz.
Dekantör fotoğrafları Serdar Öçten ÜNSAL (www.hangizeytinyagi.com) ‘ a aittir, izinsiz kullanılması yasaktır.
Serdar Öçten ÜNSAL